17 Ekim 2009 Cumartesi

Kahire`de bir gun........

Bir aylik tatilim icin Johannesburg`tan Istanbul`a ucusumda bu sefer THY yerine Misir Havayolunu sectim. Kahire uzerinden aktarma ile Istanbula ucmam gerekiyordu ve Kahire havaalaninda bekleme suresi ise yaklasik 10 saat gibi bir sureydi..

Tabii ki ben ucusumdan bir gun once bu 10 saatlik bekleme suresi icinde Kahire, Giza ve ozellikle Piramitleri gezmenin planlarini yapiyordum ki, internet yazilarindan artik Turk vatandasi olarak Misir havaalanindan giris vizesi alinamayacagini okudum..Son gun oldugundan herhangi bir vize basvurusu yapmam mumkun degildi ama sansimi havaalaninda denemeye kararliydim.

Sabah cok erken saatte Kahire havaalanina inisten hemen sonra transit yolcular icin olusturulan pasaport kuyrugunda bekliyorken, benim ucusumun 10 saat sonra oldugunu goren bir gorevli beni baska bir yere yonlendirdi.O sirada daha sonradan Misir havaalaninin gorevlisi oldugunu ogrenecegim baska bir gorevli, pasaportumu ve biletimi kontrol ettikten sonra bu kadar saat ne yapacagimi sordu. Ben de umutsuz ama icten bir sekilde Piramitleri gezmek istedigimi soyledim. O gorevli de bana guzel bir tur ayarlayabileceginden bahsetti. Basta ben bu kisiyi bir tur firmasina bagli olarak calisiyor diye dusundum ve boyle bir gezinin kaca mal olacagini sordum..O da saka ile karisik ne kadar butce ayirirsan o kadar diye cevap verdi. Tabiki boyle muglak bir cevaba hitaben ben de pek bir sey ayiramayacagimi soyledim. Bunun uzerine gulerek o zaman ben sana ucretsiz bir tur ayarlayayim dedi..
Durum boyle olunca bu cevap da pek ic acici gelmedi.
Neden ucretsiz bir tur ayarlamak istedigini sordum dogal olarak ben de. Bu sefer Misir havayolu musteri temsilcisi oldugunu ve Misir Havayolunun dunya capinda kaliteli bir havayolu olmasindan dolayi boyle bir hizmet sundugundan bahsetti...Ve sen hic merak etme dercesine pasaportumu aldi ve gitti....

Ben transit yolcularin bekledigi salonda 2 saat bekledim, bu sure icerisinde ne bir haber ne de pasaportumu alabildim...Arada bir baska gorevliler ellerinde baska pasaportlarla gelip, supheli yolculari sorguya cekti bu sure icinde..Ben ise artik pasaportumu alan gorevlinin benimle kafa buldugunu dusunmeye baslamistim. Artik disari cikip gezme fikrini bir kenara birakip, sadece ve sadece supheli muamelesi gormeden pasaportuma kavusup, bekleme salonunun bir kosesini kendime mesken edinip kitap okumayi arzuluyordum...

Bu arada cok aciktigimdan bir seyler yemek icin gorevlinin birine gidip nerede yemek yiyebilecegimi sordum ve o da bana pasaport kontrolunu gectikten sonra restoran alanina ulasabilecegimi soyledi..Oldukca sacma bir durum tabii, ben de gorevliye pasaportumun onlarin elinde oldugunu soyleyince, bana turnikelerin obur tarafina gecme izni verdi.Tam geciyorken pasaportumu alan gorevli geldi ve nereye gidiyorsun, ben sana tur ayarladim, dedi. Pasaportumu ve transit vizemi almak icin masasina dogru ilerledi. Son bir telefon gorusmesinden sonra pasaportumu ve vizemi gosterdi. Misir havayolu aracinin ve soforunun beni kapidan alip Piramitlere goturecegini ve sehir icinde gezdirecegini soyledi.


Bir an icin olayin gercek mi saka mi oldugunu kavramakta zorlandim. Fakat gorevli adam cok icten ve ciddi davraninca gercekten boyle bir hizmet sunduklarini anladim.Ve verdikleri bu hizmetin beni cok sasirttigini ve takdir ettigimi belirttim.


Pasaportumu icerde birakarak, bir gorevli esliginde havaalanindan ciktim ve Misir havayolunun ozel tasima araci ve ozel soforu ile Kahire seruveni baslamis oldu..Ingilizcesi yok denecek kadar az olan soforu daha fazla sorulara bogmamak icin sessiz sedasiz Kahire`den Giza`ya gecerken, Nil nehri uzerindeki bir kopruden bu tur icin ayarlanmis olan Misirli tur rehberi Yahya`yi aldik. Bu tur rehberi ise Misir havayolunun beni sasirtan baska bir jestiydi.Oldukca akici ingilizce konusan Yahya`nin yol uzerinde gordugumuz yerler hakkindaki aciklamalari esliginde Piramitlere ulasmis olduk ve birlikte Piramitleri gezdik.

Piramitlerden sonra Kahire ve Giza icinde bir muddet araba ile turladiktan sonra beni havaalanina biraktilar..


15 Ekim 2009 Perşembe

johannesburg`ta pakistan-yeni zelanda kriket maci

Bu benim hayatimda izledigim ilk kriket maciydi..Macin tum gun surecegini soylediklerinde pek anlayamamistim ne demek istediklerini. Fakat kriketin oldukca yavas ve uzun suren bir spor oldugunu ogrendikten sonra neden insanlarin piknige gelir gibi stadyuma geldiklerini anlayabildim..

Kriket, Ingiliz somurgesi olan Asya ulkelerinde ve Guney Afrika`da oldukca buyuk ilgi goren sporlardan biri ve fotograflarda da farkedeceginiz gibi Johannesburg`ta buyuk bir oranda Pakistanli yasamaktadir.

Bu macin ilginc baska bir ozelligi de normalde birbirine karisma sansi yakalayamayan farkli dil,din ve kulturden insanlarin, maci yanyana hep birlikte keyifle izlemesiydi.