21 Aralık 2009 Pazartesi

lebola :::

bu senenin baslarinda isyerinden arkadasim Pam`in dugunune davetliydik. Biz de is yerinden keyifli bir ekiple dugune katildik. Aslinda dugun dediysem de durum biraz farkli burda, Pam aslinda evli ve 3 cocuk annesi. Fakat kocasi evlendikleri zaman baslik parasini (lebola) toparlayamayinca, asil dugun toreni yapilamamis. Pam`in kocasinin baslik parasini toparlamasi ise neredeyse bir 10 yili bulmus. Guney Afrika`da geleneksel bir koy dugunu ve baslik parasi pazarligi nasil olur diye merak edenler asagidaki videoyu izleyebilirler. Bu arada video 10 dakikalik ama baslik parasi pazarligi yaklasik bir 2 saat surdu.. :)

10 Aralık 2009 Perşembe

++++++++++ J O Z I ++++++++++


17 Ekim 2009 Cumartesi

Kahire`de bir gun........

Bir aylik tatilim icin Johannesburg`tan Istanbul`a ucusumda bu sefer THY yerine Misir Havayolunu sectim. Kahire uzerinden aktarma ile Istanbula ucmam gerekiyordu ve Kahire havaalaninda bekleme suresi ise yaklasik 10 saat gibi bir sureydi..

Tabii ki ben ucusumdan bir gun once bu 10 saatlik bekleme suresi icinde Kahire, Giza ve ozellikle Piramitleri gezmenin planlarini yapiyordum ki, internet yazilarindan artik Turk vatandasi olarak Misir havaalanindan giris vizesi alinamayacagini okudum..Son gun oldugundan herhangi bir vize basvurusu yapmam mumkun degildi ama sansimi havaalaninda denemeye kararliydim.

Sabah cok erken saatte Kahire havaalanina inisten hemen sonra transit yolcular icin olusturulan pasaport kuyrugunda bekliyorken, benim ucusumun 10 saat sonra oldugunu goren bir gorevli beni baska bir yere yonlendirdi.O sirada daha sonradan Misir havaalaninin gorevlisi oldugunu ogrenecegim baska bir gorevli, pasaportumu ve biletimi kontrol ettikten sonra bu kadar saat ne yapacagimi sordu. Ben de umutsuz ama icten bir sekilde Piramitleri gezmek istedigimi soyledim. O gorevli de bana guzel bir tur ayarlayabileceginden bahsetti. Basta ben bu kisiyi bir tur firmasina bagli olarak calisiyor diye dusundum ve boyle bir gezinin kaca mal olacagini sordum..O da saka ile karisik ne kadar butce ayirirsan o kadar diye cevap verdi. Tabiki boyle muglak bir cevaba hitaben ben de pek bir sey ayiramayacagimi soyledim. Bunun uzerine gulerek o zaman ben sana ucretsiz bir tur ayarlayayim dedi..
Durum boyle olunca bu cevap da pek ic acici gelmedi.
Neden ucretsiz bir tur ayarlamak istedigini sordum dogal olarak ben de. Bu sefer Misir havayolu musteri temsilcisi oldugunu ve Misir Havayolunun dunya capinda kaliteli bir havayolu olmasindan dolayi boyle bir hizmet sundugundan bahsetti...Ve sen hic merak etme dercesine pasaportumu aldi ve gitti....

Ben transit yolcularin bekledigi salonda 2 saat bekledim, bu sure icerisinde ne bir haber ne de pasaportumu alabildim...Arada bir baska gorevliler ellerinde baska pasaportlarla gelip, supheli yolculari sorguya cekti bu sure icinde..Ben ise artik pasaportumu alan gorevlinin benimle kafa buldugunu dusunmeye baslamistim. Artik disari cikip gezme fikrini bir kenara birakip, sadece ve sadece supheli muamelesi gormeden pasaportuma kavusup, bekleme salonunun bir kosesini kendime mesken edinip kitap okumayi arzuluyordum...

Bu arada cok aciktigimdan bir seyler yemek icin gorevlinin birine gidip nerede yemek yiyebilecegimi sordum ve o da bana pasaport kontrolunu gectikten sonra restoran alanina ulasabilecegimi soyledi..Oldukca sacma bir durum tabii, ben de gorevliye pasaportumun onlarin elinde oldugunu soyleyince, bana turnikelerin obur tarafina gecme izni verdi.Tam geciyorken pasaportumu alan gorevli geldi ve nereye gidiyorsun, ben sana tur ayarladim, dedi. Pasaportumu ve transit vizemi almak icin masasina dogru ilerledi. Son bir telefon gorusmesinden sonra pasaportumu ve vizemi gosterdi. Misir havayolu aracinin ve soforunun beni kapidan alip Piramitlere goturecegini ve sehir icinde gezdirecegini soyledi.


Bir an icin olayin gercek mi saka mi oldugunu kavramakta zorlandim. Fakat gorevli adam cok icten ve ciddi davraninca gercekten boyle bir hizmet sunduklarini anladim.Ve verdikleri bu hizmetin beni cok sasirttigini ve takdir ettigimi belirttim.


Pasaportumu icerde birakarak, bir gorevli esliginde havaalanindan ciktim ve Misir havayolunun ozel tasima araci ve ozel soforu ile Kahire seruveni baslamis oldu..Ingilizcesi yok denecek kadar az olan soforu daha fazla sorulara bogmamak icin sessiz sedasiz Kahire`den Giza`ya gecerken, Nil nehri uzerindeki bir kopruden bu tur icin ayarlanmis olan Misirli tur rehberi Yahya`yi aldik. Bu tur rehberi ise Misir havayolunun beni sasirtan baska bir jestiydi.Oldukca akici ingilizce konusan Yahya`nin yol uzerinde gordugumuz yerler hakkindaki aciklamalari esliginde Piramitlere ulasmis olduk ve birlikte Piramitleri gezdik.

Piramitlerden sonra Kahire ve Giza icinde bir muddet araba ile turladiktan sonra beni havaalanina biraktilar..


15 Ekim 2009 Perşembe

johannesburg`ta pakistan-yeni zelanda kriket maci

Bu benim hayatimda izledigim ilk kriket maciydi..Macin tum gun surecegini soylediklerinde pek anlayamamistim ne demek istediklerini. Fakat kriketin oldukca yavas ve uzun suren bir spor oldugunu ogrendikten sonra neden insanlarin piknige gelir gibi stadyuma geldiklerini anlayabildim..

Kriket, Ingiliz somurgesi olan Asya ulkelerinde ve Guney Afrika`da oldukca buyuk ilgi goren sporlardan biri ve fotograflarda da farkedeceginiz gibi Johannesburg`ta buyuk bir oranda Pakistanli yasamaktadir.

Bu macin ilginc baska bir ozelligi de normalde birbirine karisma sansi yakalayamayan farkli dil,din ve kulturden insanlarin, maci yanyana hep birlikte keyifle izlemesiydi.


30 Eylül 2009 Çarşamba

Mbhele`nin kadinlari ve ufak bir matematik hesabi...

WEENEN, South Africa (AP)
Milton Mbhele, Guney Afrika`nin en buyuk kabilesi olan Zulu kabilesinden, zengin bir is adami.

Gectigimiz haftasonu Mbhele, duzenledigi buyuk torenle, 4 karisi ile de resmi olarak evlenmis. Evet, yanlis duymadiniz; "resmi olarak" evlenmis, cunku Guney Afrika`da Zulu ve Swazi gibi buyuk kabilelerde gelenek olan cokeslilik yasallasmis bir durumda.

Konuya daha bir netlik katmak amaci ile Guney Afrika baskani Zuma`nin da 3 esli oldugunu belirtmekte fayda var.

Fakat isin ilginc kismi, cokeslilik yasal olmasina yasal ama, eslerden sadece ilki yasal bir sekilde es olarak taniniyormus..

Mutlu bir adam oldugunu iddia eden Mbhele, esleri arasinda bir rekabet oldugunu ve bunun da cok dogal oldugunu belirtiyor ve ayri ayri evlerde yasayan eslerini ziyaret ediyormus..

Ve simdi gelelim asil konumuz olan matematik hesabimiza;
Mbhele tum kadinlari icin toplam 33 inek baslik parasi odemek zorunda kalmis ve fiyati yaklasik 250 dolar oldugu soylenen bir inegin 33 tanesi ile 4 kadin satin alabilmis.Evet ilk sorunuz karsinizda; Mbhele`nin bir kadininin fiyati nedir?

Dort esinin hepsini de esit sevdigi icin bu dugunu yaptigini soyluyor Mbhele. Yine de ben ilk soruya verdiginiz cevabi yeniden gozden gecirmenizi tavsiye ederim. Cunku Mbhele her ne kadar kadinlarini esit seviyor olsa da, malesef Mbhele onlar icin esit miktarda para odememis. Yasi buyuk olan daha pahaliya mal olmus ve kadinlar sirasiyla, 44, 24, 24 ve 23 yaslarindaymis. Benden simdilik bu kadar diyerek, sizi Mbhele`nin kadinlari hesabiyla basbasa birakiyorum...






















23 Ağustos 2009 Pazar


oouuuuu! bahcemizde davetsiz bir misafir var gibi:)








27 Temmuz 2009 Pazartesi

guney afrika`da bir budist çin tapinagi: nan hua

18 Temmuz 2009 Cumartesi

bugun Newtown`daki Mary Fitzgerald meydaninda, sarkilarla ve danslarla Nelson Mandela`nin 91.yas gununu kutladik...
iyi ki dogdun MADIBA !!!

11 Temmuz 2009 Cumartesi

9 Haziran 2009 Salı

ve cape town...


27 Mayıs 2009 Çarşamba

genel secimin 'sasirtmayan' sonucu:
ANC birinci parti ve Jacob ZUMA baskan



22 Nisan 2009 Çarşamba

Guney Afrika`da secimler...

Bugun tatildi, cunku secim vardi burda.Sabah saatlerinde fransiz ev arkadasim Gweanel ile birlikte kaldigimiz eve 1 dakika uzakliktaki bir okula gittik ve oy kullanacak baska bir guney afrikali arkadasimiz ile bir sure secim kuyrugunda bekledik...

Burda secim surecleri de tabiki bizimkinden cok farkli yasaniyor..Turkiyede oldugu gibi partiler sokaklari reklam ve gurultu kirliligine bogmuyorlar,,partiler sessiz sakin bir edayla direklere ilistirilmis ufak a2 boyutu posterlerle oy vermeye davet ediyor halki..bu arada bu secimlere 40 tane parti katilmis durumda.

Bu surecte secimler adeta sonucu bilinen, heyecansiz ritueller gibi..
Neredeyse herkes(istemeyenler dahil) Zuma`nin(ANC baskani) basa gececegini biliyor.

Alternatif partiler, alternatif olma gorevlerini yerine getirmek icin varlar sanki, kazanamayacaklarini cok iyi biliyorlar..

Aslinda burda surec biraz karisik..
Kisaca Guney Afrika tarihini ozetlemek belki de bu sureci anlamamiza fayda saglayacaktir ve ANC sayfasindan aldigim bilgileri size ozet ceviriler halinde aktarmaya calisacagim..

1652 yilinda Hollanda`li beyazlar Guney Afrika topraklarina ilk kez ayak basarlar.
Afrika kralliklari beyazalar karsisinda yenilgiye ugrasalar dahi 200 yil kadar bagimsiz yasarlar..

Fakat 1860`da Ingilizler buyuk atli ordulari ile Guney Afrika`ya gelir ve kontrolu ele almaya calisir.

Farkli Afrika kabilelerinden olusan kralliklar, Ingilizler ile uzun sure savasirlar ve 1900 civarlarinda teker teker yenilerek kurulan somurge devletin kontrolu altina girerler.

Ve malesef bu devlet yapisi sadece beyazlarin hakkini tanimakta ve siyahlarin hakkini yok saymaktadir.

1867 elmasin, 1886 ise altinin kesfedildigi yillardir..Bu yillarda maden isletmelerinin patronlari kendi madenlerinde calisacak ucuz ve cok sayida insan gucune ihtiyac duymaktadirlar. Ve bu surecte yasalar ve vergiler Afrikalilarin topraklarini birakmasini saglayacak sekilde tasarlanmaktadir.

1913` te cikan toprak yasasi sonucu bir cok aile topraksiz kalmistir ve bu yasa dahilinde Afrikalilarin toprak alimi, satimi ve kullanimi(rezervler haric) engellenmistir.Ve bu yasa sonucu yereller icin yoksulluk ve aclik donemi baslamistir.

Iste bu surecte Afrikalilar kendi haklari ve ulkeleri icin savasmak icin yeni bir yol bulmak zorundadirlar ve bu arayisin sonucu olarak 1912`de ANC (African National Congress)kurulur. Turkce cevirisi Afrika Ulusal Kongresi olan bu parti yerel afrikalilarin demokratik alanda mucadele vermek icin attiklari ilk adimdir.

Ve toprak yasasi sonucu yoksul dusen afrika halki, maden ocaklarinda ve beyazlarin topraklarinda calismak zorunda birakilmistir.

Maden ocaklarinda calisanlarin bir kismi Johannesburg`un icine yerlesmistir, bir kismi ise gocmen olarak ocaklarda calisip uzakta yasayan ailelerinin yanina gidip gelmistir.

Fakat cikan gecis yasasi ile madenlerde ve topraklarda calisan bu siyah halkin hareketleri kontrol altina alinir ve islerini bitirmeden isten ayrilmalari ve grev yapmalari engellenmeye calisilir.

1919`da ANC bu yasaya karsi bir kampanya baslatmis ve 1920 ise maden iscilerinin grevine destek vermistir.

Kimi ANC liderleri militan hareketlere destek vermek yerine Ingilizlerle yasalari geri cekmeleri yonunde gorusmelerin dogru oldugunu savunur ve ANC`nin 1914`te toprak yasasina ve 1919`da afrika halkinin haklarinin taninmasina dair yaptigi gorusme basvurulari Ingilizler tarafindan goz ardi edilir.

1920 lerde sendikalar ve sosyalist organizasyonlar siyah iscileri harekete gecirmeye calisirlar.Ve Uluslararasi Sosyalist Dernegi ile diger sosyalist organizasyonlar 1921`de Komunust Parti`nin kurulusunu saglarlar.Ve Komunust Parti irksal temellere dayanmayan ilk politik organizasyon olarak kurulur.

1920`ler boyunca devlet politikalari gittikce daha fazla irkci ve acimasiz olmaya baslar. Siyahlarin surekli ucuz islerde calisan yeteneksiz isciler olarak kalmasi saglanir ve yukselmeleri engellenir.

1930 ve 1940 lar siyahlarin hak talepleri ve Afrikaner diye adlandirilan Hollandali beyazlarin kendi uluslarini insaa etme surecleri ile gecer. Afrikaner toplumunun asiri irkciligi karsisinda Afrikalilar,Hintliler ve melezler bir ittifak olustururlar.

1944`te ANC`nin genclik kollari kurulur ve Nelson Mandela, Walter Sisulu ve Oliver Tambo`nun liderlik ettigi bu genclik hareketi Afrika ulusculugu fikrine dayanir.Bu fikre gore afrika halki kendi ozgurlugunu kendi savasimiyla kazanacaktir ve buyuk kitlelerin militan mucadelerine destek vermeye calisirlar.

1940`larda sehirlerde siyah nufus hizla artar ve bu insanlar madenlerde ve fabrikalarda calisirlar. ANC icinde olusan bu genclik kolunun militan fikirleri, kisa zamanda sehirdeki artmakta olan siyah nufusun destegini kazanir.

Bu genclik kollari, bir program hazirlayarak calisanlari greve,boykota ve meydan okumaya cagirirlar.Bu ANC tarafindan kabul edilir ve bu program 1950`de karsi koyma kampanyasina(Defiance Campaign)onculuk eder.

Ve 1950`lerde bu kampanya ile apartheid donemine karsi buyuk bir direnis hareketi insa edilir.
Apartheid donemi bildiginiz gibi beyazlarin irkciligi yasalar dahilinde uyguladigi donemdir.
Beyazlarin siyah ve diger irklardan ustun goruldugu ve ayricaliklara sahip oldugu bu donemde fotograflardan da anlasilacagi uzere gunluk hayatin her alaninda bu vurguya rastlanmaktadir.
Fotograftaki bankin uzerinde 'SADECE BEYAZLAR' yazmaktadir.

9 Mart 2009 Pazartesi

miniklerle bir pazar eglencesi


11 Şubat 2009 Çarşamba

afrikanin ogle sicaginda yapilacak daha iyi bir sey ne olabilir ki?

10 Şubat 2009 Salı

limopopo`da geleneksel dugun toreninde yemeklerin hazirlandigi ocak...

2 Şubat 2009 Pazartesi

gunesli bir gunde durban kumsallari ;)

27 Ocak 2009 Salı

yine yeniden guney afrika`da...

gunluge dustugum ilk notlara soyle bir goz gezdirdim az once, tam tamina bir sene gecmis aradan. bu bir sene boyunca vakit ayirabildikce gozlemlerimi aktarmaya calistim. ama farkediyorum ki aslinda aktarabildiklerim, deneyimlediklerimin cok ama cok kucuk bir kismini olusturuyor.

bu bir sene suresince daha verimli bilgiler verip, bu uzak topraklar hakkinda sizlerledaha cok sey paylasmaya karar verdim.

hatta mumkunse bu blog sayfasini daha bir etkilesimli hale getirebilmeyi ve guney afrika, ozellikle johannesburg hakkinda herturlu bilgiye ihtiyaci olanlarla dogrudan iletisim kurabilmeyi istiyorum. herhangi bir bilgi ihtiyaciniz oldugu takdirde benimle irtibata site uzerinden gecebilirsiniz.